There are names for what binds us:
strong forces, weak forces.
Look around, you can see them:
the skin that forms in a half-empty cup,
nails rusting into the places they join,
joints dovetailed on their own weight.
The way things stay so solidly
wherever they've been set down—
and gravity, scientists say, is weak.
And see how the flesh grows back
across a wound, with a great vehemence,
more strong
than the simple, untested surface before.
There's a name for it on horses,
when it comes back darker and raised: proud flesh,
as all flesh,
is proud of its wounds, wears them
as honors given out after battle,
small triumphs pinned to the chest—
And when two people have loved each other
see how it is like a
scar between their bodies,
stronger, darker, and proud;
how the black cord makes of them a single fabric
that nothing can tear or mend.
(By Jane Hirshfield)
Bizi Bağlayan Şey
Kelimeler var bizi bağlayan şeye dair:
Kuvvetli güçler, zayıf güçler.
Etrafına bakarsan, görebilirsin o güçleri;
Yarısı boş bir fincanın üstünde oluşan tenimsi yüzey,
Çakıldıkları yerde paslanan çiviler,
Kendi ağırlıklarına dayanarak kenetlenen mafsallar.
Eşyaların kondukları yerde kaskatı kalışları -
Ve yerçekimi!
Ki bilimadamları zayıf olduğunu söyler...
Ve bir yaranın etrafını
Etin nasıl geri kapladığına bak;
Büyük bir hararetle.
Daha önce sınanmamış bir tenden
Daha güçlü artık.
Atların böyle yaraları için bir ad vardır;
Gururlu ten.
Koyulaşıp kapanmış yaralar...
Aslında her ten
Gurur duyar yaralarından,
Savaşta kazanılmış madalyalar gibi
Taşır onları.
Göğse tutturulmuş küçük zaferler...
Ve iki insan birbirini sevdiğinde,
İkisinin vücudu arasında
Bir yara gibidir bu;
Daha güçlü, daha koyu, ve gururlu.
O siyah bağla,
Tek bir dokuya dönüşürler;
Hiçbirşeyin koparamayacağı,
Ve hiç iyileşmeyecek.
Şair: Jane Hirshfield
Çeviren: Aslı R. Topuz
Comments